Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/14035 E. 2015/28782 K. 16.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14035
KARAR NO : 2015/28782
KARAR TARİHİ : 16.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların kendilerini zengin iş adamı olarak tanıtarak, katılanlar ile ortak iş yapma konusunda lüks otellerde görüşme ayarladıkları, yaptıkları görüşme sonucunda katılanların sanıklara güvenerek işbirliği sözleşmesi hazırladıkları ve taraflar arasında sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında sanık S.. Ç..’in kar payı olarak katılanlara 1.000.000 Euro değerinde Kıbrıs çeki olduğunu söylediği bir çeki gönderdiği ancak yurtdışında bulunan banka hesabında parası olduğunu, işlerinin yoğunluğu nedeniyle gidemediğini bu nedenle kendisine nakit para göndermelerini istediği, katılanların sanığın hesabına 14.000 Euro ve 12.000 TL’yi banka havalesi yoluyla ayrıca 11.250 TL parayı ise elden ödedikleri, sanığın ise çekte bir sorun olduğunu söyleyerek çeki geri aldığı ancak katılanların daha sonra sanıklara ulaşamadıkları, bu suretle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık ifadeleri, katılan beyanları, sözleşme örnekleri, ödeme belgeleri, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre sanıkların mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık M.. K.. ve sanık S.. Ç.. müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. K.. ve sanık S.. Ç.. müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ”100 gün” ve ”2.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ”5 gün” ve ”100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.