YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13997
KARAR NO : 2015/28627
KARAR TARİHİ : 14.09.2015
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanığın olay tarihinde eşinin üzerine kayıtlı olan …. adlı işyerini çalıştırdığı ve katılan ….. Aile Birliği’ne gerçekte aralarında hiç bir alış veriş yapılmamasına karşın 463,74TL değerinde büro malzemesi satışı yapmış gibi sahte fatura düzenleyerek fatura bedeli ödenmediğinden bahisle İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8848 Esas sayılı takip dosyası ile katılan Okul Aile Birliği hakkında icra takibi başlattığı, katılanın itirazı üzerine icra takibinin durduğu olayda; nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde aşağıda gösterilen bozma sebebi dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamların, 3167 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde öngörülen karşılıksız çek keşide etme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olması ve 5941 sayılı Kanun’un 03.02.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesinde öngörülen müeyyidenin, idari yaptırıma dönüşmesi ve eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle zararının bulunmadığı dikkate alınarak, sanık hakkındaki mahkûmiyet kararının tekrar suç işlemeyeceği konusunda oluşan olumlu kanaat nedeniyle ertelendiği de göz önünde bulundurulup sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.