Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/13897 E. 2015/28609 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13897
KARAR NO : 2015/28609
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanık …..’in ….. Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nde çalıştığı ve ticari taksi durakları ile minibüs güzergahlarının çizimlerini yaptığı, sanıklardan …..’nın da … Minibüs durağında değnekçilik yaptığı, sanık ….’in kullanılmayan ve boşta olan taksi plakalarını tahsis etmek vaadiyle sanık ……a aracılığı ile önce mağdurlar …. ve …. ile irtibata geçtiği, …. ve …..’nun …. ile birlikte sanık …..’in yanına gittikleri ve ….’in istediği 600 TL parayı elden teslim ettikleri, sonrasında sanık ….’ın işlemler için yeniden para yatırılması gerektiğini söylemesi üzerine ….’nun yine sanık …. aracılığıyla 1250 TL ve başka şahıslar adına taksi plakası almak için 7200 TL’yi gönderdiği, aynı şekilde….’ın da ayrıca 1250 TL’yi sanık …. aracılığıyla gönderdiği, taksi plakası dağıtılacağı haberini duyan aynı durakta çalışan mağdur …. ve …..’in farklı zamanlarda sanık ….’in yanına gittikleri, bir hafta sonra belli olacağını sanık …. ile irtibat kurmalarını söylemesi üzerine, sanık ……. konuştukları, ….’in istediği 3600 TL para ve belgeleri sanık …….’ya verdikleri,
Sanık …..’in kullanılmayan taksi plakalarını tahsis edeceğinden bahisle mağdurlar ……’ten 1200 TL istediği, sonrasında olaydan haberdar olan ve sanığı tanıyan mağdur ……’in sanığı telefonla arayarak tahsis işleminden neden kendisini haberdar etmediğini sorduğu, sanığın 1200 TL para ve gerekli evrakları hazırlamasını istediği, sonrasında mağdurların birlikte sanığın yanına gittikleri, ………’in 1200 TL ….’ın da 600 TL parayı ve evrakları sanığa teslim ettikleri,
Mağdur …’nin haricen satın almak istediği 20 T 0169 plakalı Ticari taksiye kanuni sınırlama nedeniyle çalışma izni alamayacağının belirtilmesi üzerine çevredekilerin mağdur ….’yi bu konuda bilgisi olduğunu söyledikleri sanık ….’e yönlendirdikleri, sanık …..’in bağış yapması halinde bu işi yapacağını, kendisine ticari plaka tahsisi yaptıracağını söylediği, mağdur ….’nin gerekli evrakları ve 2500 TL parayı sanık …..’e teslim ettiği, bir süre sonra sanık …..’in suça konu adli emanetin 2010/3304 sırasına kayıtlı başkan yardımcısı ….. yerine imzalayarak sahte olarak düzenlediği ticari plaka tahsis belgesini verdiği, bu belgeye dayanarak mağdur ….’nin aracın devrini alıp iki sene boyunca işlettiği, iddia ve kabul edilen olaylarda;
A- Sanık…… hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B- Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükümlere yönelik incelemede;
1- Sanık ….’in diğer sanık …. ile birlikte iştirak halinde mağdurlar ……’ya yönelik eylemleri ile sanık …..’in diğer mağdurlar karşı eylemlerinde belediyeye ait belge, isim ve makbuz kullanmadıkları, sanık ….h’in mağdur …..’ye karşı eyleminde kullanılan sahte ticari plaka tahsis belgesinin menfaatin temininden çok sonra mağdura vermesi nedeniyle hilenin unsuru sayılamayacağının anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde belirtilen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanıkların mağdurlar …..’ya karşı ve sanık …..’in mağdurlar …..’e karşı eylemlerinde aynı suçun tek fiille birden fazla kişiye karşı işlendiği gözetilmeksizin anılan mağdurlara karşı eylemleri nedeniyle TCK’nın 43/2 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin hükümleri uygulanması gerekirken yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
3- Sanıklar hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.