Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/13633 E. 2015/28275 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13633
KARAR NO : 2015/28275
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın İzmir Gümüldür’de taksicilik yapan katılana kendisini başka bir isimle tanıtarak Ege Üniversitesinde operatör doktor olduğunu beyan edip taksisi ile İzmir iline geldiği, arkadaşlarını alıp geri döneceklerini söylediği, beklerken katılan ile yemek yedikleri esnada telefonla konuştuğu, konuştuğu kişiden 6.000 TL para göndermesini istediği, katılandan havale gelecek diye banka hesap numarasını aldığı, telefonunun bilahare tekrar çaldığı, paranın gönderildiğini söyleyerek şifre ve kartı istediği, lokanta hesabı olan 170 TL yi katılandan aldığı, bilahare bankaya gittiği ve 1700 TL parayı katılanın hesabından çektiği iddia edilen olayda sanığın katılanın aracına doktor olduğunu söyleyerek İzmir’ e kadar gittiği ve burada lokantada yemek yedikleri sırada lokanta ücretini katılana ödettirdiği, bu şekilde sanığın katılanı dolandırdığı anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108/2.maddesi gereğince, tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağından infazda tereddüde neden olunmaması ile mükerrirlere özgü infaz rejimive denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek mercii 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 108.maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5.fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtilmesi karşısında, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 58.maddesinin 7.fıkrası gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde 5275 sayılı Kanun’un 108/4.maddesi uyarınca sanık hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
2-Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulandığı mahkumiyet kararının Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesine ilişkin olmasına rağmen İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi olarak belirtilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının denetim süresinin bir yıl olarak belirlenmesine ilişkin bölümün çıkartılması ve tekerrür hükmüne ilişkin bölümdeki “İzmir” ibaresinin “Adana” olarak düzeltilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.