Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/136 E. 2014/14334 K. 10.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/136
KARAR NO : 2014/14334
KARAR TARİHİ : 10.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/256
MAHKEMESİ : Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2010
NUMARASI : 2009/675 (E) ve 2010/461 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Avukat olan katılana ait hukuk bürosunda sekreter olarak çalışan sanık Elvan’ın, değişik tarihlerde bir kısım borçlulardan katılan adına tahsil ettiği paralarla , katılan tarafından sigorta ve vergi borçlarını ödemesi için kendisine verilen paraları uhdesine geçirdiği sabit olmakla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
1-Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında katılana karşı aynı suçu değişik zamanlarda işlemesi karşısında, TCK’nın 43/1 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 175 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.