Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/13507 E. 2015/28303 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13507
KARAR NO : 2015/28303
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanığın 2004 yılında katılana ait işyerini kiraladığı, 2006 yılında katılan ile kira sözleşmesi imzaladıkları, bir süre sonra sanığın işyerini boşalttığı ancak elinde kalan kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümüne sonradan ekleme yaptığı, katılana 15000 euro depozito verdiğine dair maddeyi eklediği, bu kira sözleşmesini Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünün 2008/325 takip sayılı dosyası ile icra takibine koyduğu, ancak takibi sonlandıramadığı, sözleşmenin hususi şartlar bölümündeki eklemenin başka bir kalemle yapıldığı, kalemin renginin, tonunun farklı olduğu, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; katılanın beyanında sözleşmenin hususi şartların yazılı olduğu kısma 3 madde yazdıklarını, 4. maddenin sonradan sanık tarafından doldurulduğunu, sözleşme aslını mahkemeye sunduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde ise hususi şartlar bölümüne yazılan 4. maddenin sonradan farklı bir kalemle eklendiğinin belirtilmesi, yazılan bu bölümün taraflarca imzalanmaması ve yapılan değişikliğin sanık lehine olması karşısında tüm dosya kapsamına göre atılı suçların sanık tarafından işlendiğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 08/09/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.