YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13458
KARAR NO : 2014/2109
KARAR TARİHİ : 06.02.2014
Tebliğname No : 9 – 2011/221695
MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/03/2011
NUMARASI : 2010/360 (E) ve 2011/177 (K)
SUÇ : Kamu malına zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun tutuklu olarak bulunduğu Manisa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Rehabilitasyon Bölümü’nün 13 nolu odasının banyosundaki iki adet musluğu 10.04.2010 tarihinde, odada bulunan iki adet küçük dolap, masa ve banyo bataryasını ise 12.04.2010 günü saat 14.30 sıralarında kırdığı, aynı gün saat 16.45 sıralarında da kaldığı odanın pencere çerçevesi ile camını kırdığı somut olayda kamu malına zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Suça sürüklenen çocuğun bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez kaldığı bölümdeki kamu mallarına zarar vermesine rağmen hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5395 sayılı Kanun’un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması,
2- Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğinin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- 20.01.1993 doğumlu olan suça sürüklenen çocuk, yargılama sırasında 18 yaşını doldurduğu halde, 24.03.2011 tarihli oturumun açık yerine kapalı yapılması ve hükmün gizli tefhim edilmesi suretiyle CMK’nın 182. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.