Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/13434 E. 2014/1721 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13434
KARAR NO : 2014/1721
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

Tebliğname No : 9 – 2011/223475
MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/03/2011
NUMARASI : 2011/7 (E) ve 2011/143 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, hakaret

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur.İsnadın ispatı konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek;mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Sanığın, aynı apartmanda oturan katılana hitaben henüz boşanmış olan kızını kastederek ”herkesin ….bir, kızın niye ayrıldı, başka erkeğe de gitse aynı ” şeklinde sözlerle hakarette bulunduğu ve bina giriş kapasını balta ile vurmak suretiyle kırarak mala zarar verdiğinin iddia edildiği olayda;
CMK’nun 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın 5237 sayılı TCK.nın 32.maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına engel veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltacak bir akıl hastalığına düçar olup olmadığı hususunda tam teşekküllü Devlet Hastanesinden heyet raporu ya da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan mütalaa alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine tek kişilik doktor raporuna dayanılarak eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.