YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13392
KARAR NO : 2014/2129
KARAR TARİHİ : 06.02.2014
Tebliğname No : 9 – 2011/229777
MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2010
NUMARASI : 2010/63 (E) ve 2010/686 (K)
SUÇ : Mala zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanığın, geceleyin evinin zilini birkaç kez çalmasına rağmen kapı açılmayınca, yaşlı olan ve kulakları yeterince duymayan annesini uyandırmak için evin camına doğru attığı taşlardan birinin katılana ait evin balkonunda bulunan camın sinekliğine isabet ettiği ve sinekliğin yırtılarak zarar görmesine sebebiyet verdiği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; mala zarar verme suçunun kasten veya olası kast ile işlenebileceği, taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı, olası kastla mala zarar verme suçunun işlenebilmesi için, sanığın gerçekleşmesi muhtemel sonuçları öngörmesine rağmen bu sonuçları kabullenmesi, neticenin gerçekleşmesine aldırmaması ve eylemine “olursa olsun” bilinciyle devam etmesi gerektiği, taksirde ise kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olması, ancak neticenin istenmemesine rağmen sonucun meydana gelmesi gerektiği, olayda sanığın, sinekliğin zarar göreceğini öngördüğü kabul edilse bile, neticeyi de kabullendiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, mala zarar verme suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.