Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/13075 E. 2015/26959 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13075
KARAR NO : 2015/26959
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde hakim havalesi olmadığı görülmüşse de, UYAP sistemindeki kayıtlar dikkate alındığında o yer Cumhuriyet savcısının 11.08.2011 tarihinde temyiz talebinde bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Emekli öğretmen olan sanığın, katılanların çocuklarını senet karşılığında gayriresmi şekilde çalıştığı dershaneye kayıt ettirdiği ve katılanların taksit ödemelerini sanık aracılığıyla yaptıkları, katılanların borçlarını sanığa ödemelerine rağmen haklarında dershane tarafından kayıt sırasında verdikleri senetlere dayalı icra takibi yapılınca sanığın borçları dershaneye ödemediğini anladıkları somut olayda;
1- Sanık hakkında katılan …’a karşı atılı güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde:
Sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının suç tarihi olan 2004 tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’un 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

2-Sanık hakkında katılanlar…,…. ‘e karşı atılı güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak yapılan temyiz incelenmesinde:
a)Sanığın 10.10.2008 tarihli duruşmadaki savunmasında, 2004-2005 döneminde suça konu dershanede gayri resmi olarak yönetici vasfında kurucu temsilcisi olarak çalıştığını söylemesi ve katılanlar….,…. in keşide ettikleri senetlerin düzenleme ve ödeme tarihleri dikkate alınarak, dosya içeriğinden belli olmayan sanığın bu iki katılana karşı işlediği atılı suçun tarihinin tesbitinden sonra,sanığın hukuki durumunun tayini yerine, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Katılan …’ın 10.10.2008 tarihli duruşmada; sanığa 250 TL para verdiğini, onu şikayet ettikten sonra bu parayı sanığın iade ettiğini beyan etmesi karşısında, iadenin hangi tarihte olduğunun bu katılandan sorularak tesbiti ile TCK’nın 168/1 veya 168/2.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) TCK’nın 53. maddesinin dördüncü fıkrasında kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan kişiler hakkında aynı maddenin birinci fıkrasının uygulanmayacağı öngörüldüğü halde, kısa süreli hapis cezası verilip ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.