Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12919 E. 2015/26978 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12919
KARAR NO : 2015/26978
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sigorta edenin dolandırılması, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Suçun oluşması için, sigorta bedelini almak üzere, zararın gerçekleştiğini ileri sürerek bu bedeli sahte işlem ve belgelerle almaları yada almaya kalkışmaları gerekir. Olayla ilgili belgeler sigorta kurumuna sunulmadıkça suçun icra hareketleri başlamaz. Failin sigortalı malını,sigorta bedelini almak için tahrip etmesi, yakması, bozması, yok etmesi kandırmaya yönelik ağır yalandır ve hiledir. Bu şekilde sigorta bedelinin alınması halinde dolandırıcılık suçu oluşur. Failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kişi olması gerekmez. Sigortanın türü de önemli değildir. Mal veya yaşam sigortası mali sorumluluk sigortası vb. Olabilir. Yanıltıcı uygulamaların sadece araç sigortalarında değil, bedeni hasarlar da dâhil olmak üzere her tür sigorta alanında yapıldığı, sigorta şirketinin sözleşme şartları çerçevesinde ödememesi gereken bir hasarı ödetmek amacıyla sigorta şirketine bilerek yanlış bilgi verilmesi veya önemli bir hususun gizlenmesi ya da sigorta süresi içerisinde kasıtlı olarak bir hasara sebep olunması veya hasarın miktarının olduğundan fazla gösterilmesi suretiyle yarar sağlanması şeklinde ortaya çıktığı gözlemlenmektedir.

Sanık …’ın şirket ortağı olduğu, sanık …’ın ise şirket ortağı … in eşi olup vekaletname ile şirketi temsile yetkili olduğu, sanık … şirketin şirketin bekçisi olduğu, sanıkların kiraladıkları işyerinde 10.02.2009-14.02.2009-18.02.2009 ve son olarak 27.02.2009 tarihlerinde arka arkaya yangın çıkmış olması, ilk iki yangının önemsiz olup büyük ölçüde hasara yol açmamış ise de, son yangın nedeni ile düzenlenen yangın raporunda yangının şüpheli olarak belirtilmesi ve yangına sebebiyet verebilecek herhangi bir bulguya rastlanmamış olduğu belirtilmiş ise de, yangının elektrik kontağından çıktığına ilişkin iddianın kanıtlanmamış olması, tanık …. k’ün: “işyerinde daha önce 5-6 yıl süre ile …. mühendislik isimli işyerinin kiracı olarak bulunduğu, bu süre içerisinde elektrik işleri ile bakım onarımının kendisi tarafından yapıldığını, daha önce çıkan ufak çaplı iki yangından sonra gidip baktığında elektrik kontağından çıkan yangının olmadığını belirlediğini, son yangında ise elektrik tesisatının kullanılamayacak durumda olup kontrol etme şansının olmadığına” dair anlatımı, binada güvenlik görevlisi olarak çalışan …’ın “Bekçi olan Fikret kapıyı 3-4 dakika kadar geç açtı, elinde yangını söndürecek herhangi birşey yoktu, yangına haber verecek alarmada basmamıştı, Turan bey geldiğinde “itfaiyeye niye haber verdin” diye serzenişte bulunduğu şeklindeki anlatımı, yangının çıktığı yeri gösteren güvenlik kamerasına ilişkin CD nin olaydan sonra 02.03.2009 tarihinde … tarafından polise teslim edilmiş olması, bu görüntülerde şüpheli birşey bulunamayınca asıl yangının çıktığı imalathane kısmındaki görüntüleri içeren CD’lerin … tarafından 13.11.2009 tarihinde polise teslim edilmiş olması, polis tarafından yapılan dosyada mevcut 04.01.2010 tarihli CD Çözüm tutanağa göre CD de yangının çıkış anına ait görüntülerin olmadığının bu durumun şüpheli olduğuna dair tutanak, tanık …’in soruşturma aşamasında …,… bahçede yangını izliyorlardı, soğutma işlemi sırasında … yanan yerdeki kamera kayıtlarının tutulduğu kayıt cihazını arabanın arkasına koyduğunu gördüm” şeklindeki beyanı, Ümraniye sulh hukuk mahkemesince yaptırılan delil tespiti dosyasında dört yangınında elektrikten kaynaklanmadığına dair rapor karşısında, sanıkların içinde bulundukları ekonomik sıkıntı nedeni ile sigortadan sigorta bedelini almak amacı ile kuşkulu ve şüphe bırakacak şekilde sadece kendi iş yerlerinde yangın çıkararak sigorta bedeli tahsil ettikleri böylece nitelikli dolandırıcılık ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
Oluşa, sanıkların savunmalarına, bilirkişi raporlarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların tüm aşamalarda ve aynı doğrultuda verdikleri ifadelerinde; söz konusu iş yerininde meydana gelen yangını kendilerinin çıkarmadıklarını, işyerlerinin şirketin kuruluşundan itibaren sigortalı olduğunu ve dördüncü yangında zararın fazla olması nedeniyle sigorta şirketine başvurduklarını, bilinmeyen bir nedenden dolayı yangın olayının meydana geldiğini, savunmaları, yangının meydana gelmesinden önce veya yangın sırasında, yangına sebebiyet verme amacıyla sabotaj niteliğinde eylemler sergilediğine ilişkin hiç bir kamera kaydı veya buna ilişkin herhangi bir delilin

veya tespitin bulunmadığı, bu anlamda sanıkların, üzerlerine atılı olan suçları işlediklerine dair somut ve kesin deliller elde edilemediği, dosyada yer alan katılan … şirketi tarafından aldırılan bilirkişi raporu ve düzenlenen yangın zararı ekspertiz raporunda yangın olayının elektrik kökenli çıkmış olabileceğinin belirtilmesi, diğer bilirkişi raporlarında da sabotaj niteliğinde bir eylemin tespit edilemediği, sanıkların, yangın olayının meydana gelmesinden sonra iş yerinin zarar görmesinden dolayı yasal hakkını kullanarak adı geçen sigorta şirketine başvuruda bulunup hasarının karşılanmasını istemiş olmasının hileli hareket olarak değerlendirilip delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.