Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12853 E. 2014/1582 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12853
KARAR NO : 2014/1582
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

Tebliğname No : 9 – 2011/207971
MAHKEMESİ : Muğla 2.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2011
NUMARASI : 2010/445 (E) ve 2011/102 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, tehdit

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılanın kızı ile evli olduğu ancak aralarında bulunan bazı sorunlar nedeniyle eşinin babası olan katılan ile birlikte ikamet ettiği, bu nedenle sanığın katılanın evine giderek kapısına tekme atmak suretiyle zarar verdiği, akabinde cep telefonundan katılanı arayarak “polise şikayet etmen halinde seninle görüşürüz“ diyerek tehdit ettiğinin iddia edildiği olayda,
1- Mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Katılanın, sanığın kayınpederi olduğunun beyan edilmiş olması karşısında, sanığa ait vukuatlı nüfus kayıt tablosu getirtilerek sanık ile katılanın kızı hakkında alınmış bir ayrılık kararı ya da kesinleşmiş bir boşanma kararı olup olmadığı araştırılıp TCK’nın 167. maddesi de nazara alınarak sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanığın atılı suçu işlediğine dair herhangi bir delilin bulunmaması, sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suçlamaları kabul etmemesi, katılanın soyut iddialarının, suçun sanık tarafından işlendiğine dair tek başına yeterli delil oluşturmayacağı karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.