Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12795 E. 2015/26325 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12795
KARAR NO : 2015/26325
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet, karar verilmesine yer olmadığı

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen “karar verilmesine yer olmadığına” dair kararın CMK’nın 223/1.maddesi anlamında “ceza verilmesine yer olmadığı” vasfında bir hüküm olduğu kabul edilip bu hususta tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanığın, katılan …’ın kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırarak katılan bankadan 5.000.00 TL tüketici kredisi aldığı anlaşılan somut olayda;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçunda sübuta yönelik olumlu yada olumsuz bir karar verilmeyerek oluşa uygun düşmeyecek şekilde eylemin bir bütün olarak nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı söz konusu belgelerin düzenlenerek bankaya ibrazının dolandırıcılık suçunun unsuru niteliğinde olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan banka vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.