Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12793 E. 2015/26816 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12793
KARAR NO : 2015/26816
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Mağdurun yetkilisi olduğu şirkette 06.11.2007 tarihinde satış ve pazarlama elemanı olarak çalışmaya başlayan sanığın, müşterilerden değişik tarihlerde elden tahsil ettiği toplam 23.127,08 TL’yi şirkete teslim etmeden kendi menfaati için kullandığının tespit edildiğinin iddia olunduğu olayda;
1-Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, müşterilerine Tadım ve Peyman kuruyemiş markalarının stantlardan çıkarılması karşılığında 350,00 TL değerinde kendi işyerlerine ait bedelsiz ürünler verdiklerini, o gün içinde bu şekilde tahmini olarak 8 işyerine 350,00 TL civarındaki stantları dağıttıklarını, tanık … .’ın mal verdiği müşterilerin konumlara bakarak vermiş olduğu mal miktarını beğenmeyerek bazısını düşürdüğünü, bu nedenle açık çıktığını belirterek suçlamaları kabul etmemesi, mağdur şirket yetkililerinin aşamalardaki beyanlarında açık miktarını sürekli artırmaları ve zarara ilişkin bilirkişi raporu bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, öncelikle sanığın bahsettiği şekilde şirket ürünlerinin stantlara çıkarılması karşılığında bedava ürün verme şeklinde bir uygulamalarının bulunup bulunmadığı, yine Cengiz Başar’ın ürün miktarında değişiklik yapıp yapmadığı hususlarının araştırılması ile sanığa ne kadar ürün teslim edildiği, ne kadarını sattığı, şirketin herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi amacıyla müşterilerden buna ilişkin belgelerin istenilmesi ve mağdur şirkete ait ticari, defter, belge, muhasebe ve bilgisayar kayıtlarının celp edilmesi sonucunda dosyanın bir kül halinde bilirkişiye tevdii sağlanıp, düzenlenen rapor ile dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda zarar durumuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK’nın 168. maddesinin aynı kanunun 43. maddesinden önce uygulanması,
3-Sanığın tekerrüre esas alınan ilamının, 3167 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde öngörülen karşılıksız çek keşide etme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olması ve 5941 sayılı Kanun’un 03.02.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesinde öngörülen yaptırımın idari para cezasına dönüşmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanma imkânının kalmaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.