Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12733 E. 2015/26161 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12733
KARAR NO : 2015/26161
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2006 tarihli iddianamesinde ve Eyüp Asliye 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.10.2006 tarih ve 2006/466 esas, 2006/286 karar sayılı görevsizlik kararında sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 220/1. maddesi gereğince cezalandırılmaları gereği belirtilmiş olmakla bu suç nedeniyle dava zamanaşımı süresi içerisinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanıkların, birlikte hareket ederek sahte kimlik bilgileriyle oluşturdukları şirket hesaplarına ait çeklerle müştekiler …, … ve …’dan farklı zamanlarda pres makinaları satın aldıkları, aldıkları bu makinaları piyasa fiyatının altında sattıkları ve bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia edilen somut olayda;
1-Dosya kapsamından Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma aşamasında verdiği 09.05.2006 tarihli ayırma kararından şikayetçilerin beyanlarından atılı suçlara iştirak eden, ancak kimliği tespit edilemeyen İsmail Doğan hakkında soruşturmanın Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/10727 soruşturma numarasıyla yürütüldüğünün, şikayetçi …’a karşı işlenen dolandırıcık ve sahtecilik suçu açısından soruşturmanın Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/110697 soruşturma numarasıyla yürütüldüğünün, İzmir banka şubelerine yönelik sahte kimlik kullanarak dolandırıcılık suçu açısından soruşturmanın Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/10717 soruşturma numarasıyla yürütüldüğünün anlaşılması karşısında; adı geçen soruşturma dosyalarının akibetlerinin araştırılarak kamu davası açılıp açılmadığının araştırılması, açılmadığı takdirde onaylı suretlerinin denetime elverir şekilde dosyaya konulması, açıldığı takdirde karar verilmemiş ise fiili ve hukuki bağlantı da gözetilerek birleştirme kararı verilmesi, karar verilmiş ise dosyanın getirtilerek onaylı suretlerinin dosyaya konulması, çek hesap sahibi ve keşidecisi görünen Mahmut Günay isimli şahsın duruşmaya davet edilerek konuya ilişkin bilgi ve görgüsünün sorulması, aynı şekilde çeklerde keşideci görünen … Ltd. Şti. ve Aybi İç Giyim Ltd. Şti.’ne ait ticaret sicil kayıtlarının getirtilerek yetkili temsilcilerinin tespiti ile konuya ilişkin bilgi ve görgülerinin sorulması, sanık … ve temyize gelmeyen sanık …’nin ne şekilde hangi şikayetçiye karşı hangi çekleri kullanarak sahtecilik ve dolandırıcılık eylemlerini gerçekleştirdiklerinin denetime elverişli şekilde açıklattırılması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi yerine yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi,
2-Kabule göre de;5237 sayılı Kanun’da, 765 sayılı Kanun’dan farklı olarak “gün para cezası” sisteminin kabul edilmesine bağlı olarak nispi para cezasına yer verilmediğinden, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, TCK’nın 52. maddesi uyarınca, elde edilen veya elde edilmek istenilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında belirlenecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, infazda tereddüde yol açacak şekilde doğrudan haksız menfaatin iki katına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın diğer sanık …’ye CMUK’nın 325. maddesi uyarınca SİRAYETİNE, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.