Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/1272 E. 2014/15857 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1272
KARAR NO : 2014/15857
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/30078
MAHKEMESİ : Kırıkkale 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2010
NUMARASI : 2010/22 (E) ve 2010/351 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Olay tarihinde katılan E.. D.. olay günü olan 13/05/2009 tarihinde oğlu Kemal’e evinde yaptığı yemeği verdiği ve tekrar evine döndüğü bu sırada yanına yaklaşan sanığın katılan Elif’e “Sen Kemal’in annesi değil misin, çok iyi bir çocuk yetiştirmişsin” diyerek konuşma başlattığı, “seni dayımla tanıştırayım” diyerek dosyası ayrılan meçhul şahsı yanına çağırdığı, gelen bu kişiyle hayır yapmak istediklerini katılanın kendilerine yardım etmesini istediklerini söyleyerek ceplerinden bir tomar para çıkarak katılana dağıtması için verdikleri ve “biz sana parayı vereceğiz ancak seninde bize bir eşyayı delil olarak vermen lazım, sen de bileziklerini ver” dedikleri, katılanın buna inanarak kolundaki toplam değeri 1700TL olan bilezikleri çıkararak sanığa verdiği, sanığın sen burada bekle “hocaya bilezikleri okutup getireyim” diyerek katılana verdikleri parayı ve katılanın bileziklerini alıp binaya girdiği, katılanın yanında kalan diğer şahsın ise katılana “seni 3. kattan çağırıyorlar” diyerek katılanı apartmana sokup asansöre bindirdiği, ardından sanık ve bu şahsın ortadan kayboldukları, sanığın olaydan bir müddet sonra başka bir nedenden yakalanması üzerine katılanın sanığı teşhis ettiği böylece sanığın katılanı dolandırdığı iddia olunan somut olayda;
İddia ve oluşa uygun kabule göre; eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 30/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.