Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12505 E. 2015/26371 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12505
KARAR NO : 2015/26371
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanığın yokluğunda verilen ve usulüne uygun olarak 09.06.2011 tarihinde tebliğ olunan 31.03.2011 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, sanığın yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 17.06.2011 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2- Sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıklar …, … ve temyiz dışı sanık … ile açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Kenan Anaç isimli şahsın daha önceden dolandırıcılık yapma hususunda aralarında anlaştıkları, bu kapsamda yanlarında bulunan sahte yüzükleri satıp haksız menfaat temin etmek için Gaziantep İlinden Besni İlçesine geldikleri, akabinde yanlarına aldıkları sahte yüzükleri satmak için ilçe içerisinde dağılıp değişik kuyumculara gittikleri, bu çerçevede açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Kenan Anaç isimli şahsın mağdur …’ın işleticiliğini yaptığı kuyumcuya giderek bir adet sahte yüzüğü satmaya çalıştığı, ancak mağdurun suça konu yüzüğü kontrol ettirmesi sonucu sahte olduğunun anlaşılması üzerine Kenan adlı şahsın mağdurun yanından kaçarak gittiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, mağdur ile tanık ifadesi, değer tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık … müdafii ve sanık …’ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “40 gün”,”30 gün” ve “ 600 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün“, “3 gün” ve “60 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.