Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12495 E. 2015/26274 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12495
KARAR NO : 2015/26274
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Temyiz dışı sanık …’in şikayetçi ile asker arkadaşı olduğu, temyiz dışı sanığın şikayetçiyi arayarak teyzesinin elinde reşat altını olduğunu ve satmak istediğini, şikayetçinin altınları kontrol etmek için yanında arkadaşı tanık Mert Kutluğ ile birlikte temyiz dışı sanığın bulunduğu ilçeye geldikleri, temyiz dışı sanık ve sanık ile buluştukları, şikayetçinin numune reşat altını alarak İstanbul iline giderek kontrol ettirdiği ve gerçek olduğunu anladığı, şikayetçinin temyiz dışı sanık ile 500 tane altın karşılığında 40.000 TL’ye anlaştığı, bir süre sonra şikayetçinin altınları almak amacıyla sanıklar ile buluştuğu, şikayetçinin yanında getirdiği 20.000 TL’yi temyiz dışı sanığa verdiği, temyiz dışı sanığın altınları getirme bahanesi ile gittiği, bir süre sonra diğer sanığında oradan ayrıldığı, böylece sanığın şikayetçiye karşı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “30 gün”, “600 TL” ve “600 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” , “100 TL” ve “100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.