Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12493 E. 2015/26278 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12493
KARAR NO : 2015/26278
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, şikayetçinin muhasebeci olarak çalıştığı iş yerine giderek, iş görüşmesi için cep telefonunu istediği, sanığın patronuyla tanışmasına güvenen şikayetçinin, yarım saat içerisinde geri getirmesini söyleyerek cep telefonunu verdiği ancak telefonu alan sanığın iş yerinden ayrıldığı ve şikayetçinin sanığa ulaşamadığı, bu suretle sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık ikrarı, şikayetçi beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiş, güveni kötüye kullanma suçunun etkin pişmanlık hükümlerine tabi suç olması ve suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesi gereğince uzlaştırma yoluna gidilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilememiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın ifadesinde, telefonu aldıktan sonra kaybettiğini ancak şikayetçiye olaydan bir hafta sonra parasını ödediğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, şikayetçinin adres tespiti yapılıp, ifadesi alınarak sanığın kendisine ödeme yapıp yapmadığı ve yapmış olması halinde hangi tarihte ödeme yaptığı hususlarının sorulması ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eksik araştırmayla hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.