YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12255
KARAR NO : 2014/12811
KARAR TARİHİ : 25.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/125488
MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2010/183 (E) ve 2010/406 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Katılan İ.. E..’in yemek şirketinin sahibi olduğu, bu şirketin bir kısım hissesinin sanık B.. H..’ın annesi Gülhan Hanedan’a ait olması nedeniyle sanıklardan B.. H..’ın 2005 yılı Temmuz ayında katılan İ.. E..’in işyerine gelerek annesinin hissesini 25.000 TL’ye katılana devri hususunda şahitler huzurunda anlaştıkları, katılan İ.. E..’in 5 adet 5000 TL’lik senet düzenleyerek sanık B.. H..’a verdiği, senetleri düzenlerken rakam olarak 5000 TL yazdığı, sanık B.. H..’ın kendi ismini yazıp şirketin kaşesini basarak senedi imzalayıp verdiği , sonradan sanık B.. H..’ın hisse devrinden vazgeçtiği, ancak senetleri katılana iade etmediği, ve rakamla 5000 TL yazılı olan katılana ait bedelsiz kalan senedi anlaşmaya aykırı olarak yazı ile ellibin TL yazarak diğer sanık R.. Y..’a ciro edip vererek icra takibi yapmasını sağladığı olayda;
1-Sanık R.. Y.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde belirtilen suçtan hüküm kurulması,
2-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede
10.03.2006 tarihli iddianame ile 30.07.2005 tanzim ve 28.08.2005 vade tarihli bononun dava konusu edildiği gözetilmeden dava konusu olmayan 30.07.2005 tanzim ve 08.12.2005 vade tarihli bonoyla ilgili olduğu anlaşılan 22.06.2010 havale tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması,
Sanık B.. H..’ın almış olduğu vekaletnameye istinaden annesi Gülhan Hanedan’ın hissesinin 25.000 TL karşılığında katılana devri hususunda tanıklar A.. K.. ve B.. A.. huzurunda, anlaşarak 5 adet 5000’er liralık senet aldıktan sonra hisse devrinden vazgeçtiği halde, aldığı bu senetleri iade etmeyerek 28.08.2005 vade tarihli olan senet üzerinde rakamla 5000 lira yazılı olduğu halde senedin boş olan ilgili bölümüne yazılı ile “Ellibin Yeni Türk Lirası “ yazarak ciro edip sanık R.. Y..’a verdiği, iddia ve kabul edildiği, sanık R.. Y..’ın da söz konusu çek üzerinden icra takibi başlattığı halde sanıkların eyleminin kamu kurumunu araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlarına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ve vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.