Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/12187 E. 2015/26658 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12187
KARAR NO : 2015/26658
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa,dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanık …’nın, diğer sanıkların yardımıyla sahte belgeler tanzim edip … … şubesine başvuru yaparak 29.000 TL değerinde taşıt kredisi müracaatında bulunduğu, banka yetkililerin sunulan belgelerden tapu kaydı ve ikametgah ilmuhaberinin sahte olduğunu tespit ederek krediyi onaylamadıkları, bu suretle sanıkların banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanıklar … ve Tuncer İnan hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanıkların üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmeyen savunmaları, ekspertiz raporu, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların beraatlerine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, O yer Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar … ile … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat kararları ile sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan beraat kararına yönelik temyiz incelemesinde,
a) Sanık …’nın ifadesinde, bankaya kendi nüfus cüzdanı ile başvuru yaptığını ancak sahte ikametgah ilmuhaberi ile sahte tapu kaydını diğer sanık …’ın yardımıyla temin ettiğini ayrıca …’ın, eşi adına kayıtlı … Limited Şirketi kaşesini kullanarak, kendisinin sekiz yıldır 1.900 TL maaşla bu şirkette çalıştığına ve maaşı üzerine haciz bulunmadığına dair sahte belge düzenlediğini ve imzaladığını beyan etmesi ile sanık … yakalandığında, bu belgelerin asıllarının çantasında bulunması karşısında; sanık …’nın banka şubesine başvuru yaptığı nüfus cüzdanı belgesinin hakiki olduğunun tespit edilmesi üzerine imzalanan kredi talebinin de gerçek belge olduğu ancak sahte olduğu iddia edilen ikametgah ilmuhaberi ve tapu kaydı aslının bulunup üzerinde inceleme yapılması ve aldatma kabiliyetlerinin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, sanıkların eyleminin resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında kalacağı; ancak başvuru sırasında kullanılan ikametgah ilmuhaberi ve tapu kaydının aslının temin edilememesi halinde sahte olup olmadıklarının tespit edilemeyeceği ve onaysız fotokopiden ibaret olan belgelerin hukuki sonuç doğurmayacağı dikkate alınarak, sanıkların sadece aslı adli emanette bulunan sanık …’nın …şirketinde çalıştığına dair diğer sanık … tarafından düzenlenmiş belge gereğince TCK’nın 207/1. maddesi gereğince özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları gerektiği dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, bankanın belge asıllarını dosyaya gönderdiğine dair yazısı ve belge asıllarının muhafaza altına alındığına dair 06.02.2006 tarihli yakalama tutanağı karşısında, adli emanetin 2007/4268 sırasında kayıtlı zarf içerisindeki tüm belgeler duruşmaya getirtilerek, sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu dosya ile irtibatı bulunan belgelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, gerekli olması halinde asılları bulunan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, bu şekilde sahtecilikte aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi,
b) Sanık …’ın, sanık …’nın bankadan kredi alması amacıyla sahte belge tanzim ettiği ve yakalama işleminde sahte belgelerin sanık …’ın çantasında bulunduğu anlaşılmakla, sanık …’ın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunda iştiraki bulunduğu ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.