YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1141
KARAR NO : 2014/15660
KARAR TARİHİ : 29.09.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/56987
MAHKEMESİ : Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2010
NUMARASI : 2008/440 (E) ve 2010/215 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre basit dolandırıcılık)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılan E.. T..’un kullanmakta olduğu cep telefonunu arayarak katılana hitaben ”size para çıktı, kredi kartınızın numarasını verin hesabınıza para yatıralım” şeklinde yalan söyleyip bu duruma inanan katılanın, olay günü eşine ait olan kredi kartını kullanarak Vakıfbank Tarsus Şubesi ATM’si aracılığıyla sanığa ait olduğu tespit edilen Vakıf bankasında mevcut hesaba, saat 15:00’de 500 TL ve 15:17’de ise 300 TL olmak üzere toplam 800 TL para havale ettiği, sanığın, katılan tarafından hesabına gönderilen parayı bankamatikten çekmek suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Tüm yargılama dosyasına göre; katılan E.. T.. tarafından kredi kartı kullanılarak bankamatik aracılığıyla sanığa ait olan ve Vakıfbank nezdinde bulunan banka hesabına 800 TL para aktarıldığının sabit olduğu; sanığın aşamalarda verdiği ifadelerinde ise; söz konusu hesaba ait bankamatik kartının kendisine ait bulunduğunu ancak erotik ürünler pazarlayan arkadaşı B.. Ş..’na söz konusu kartı kullanması amacıyla verdiğini, bir müşterisinin para göndereceğinden bahisle bu kartı alan B.. Ş.. isimli arkadaşının söz konusu kartı daha sonra kendisine iade ettiğini, olayla alakasının bulunmadığını beyan ettiği, B.. Ş..’nun 04.05.2010 havale tarihli dilekçesinde açık adresinin yazılı olmasına rağmen ifadesine başvurulmadığı, katılan E.. T..’un 18.02.2010 hakim havale tarihli dilekçesinde; Gazetede gördüğü bir ilan üzerine bir ürün siparişi verdiğini, belirtilen hesaba 800 TL para havale ettiğini, kendisine gönderilen üründen memnun kalmadığımdan dolayı ürünü iade etmek istediğini, ancak ürünü iade almadıklarından dolayı söz konusu şikayette bulunduğunu belirttiği dikkate alınarak, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, 04.05.2010 havale tarihli dilekçesi ile adresini dosyaya ibraz eden B.. Ş..’nun duruşmaya çağrılıp ifadesinin alınarak sanık A.. L..’e ait olan bankamatik kartının kendisi tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kendisinin erotik ürünleri pazarlama işi ile uğraşıp uğraşmadığı ve bu kapsamda katılan E.. T..’a bu nitelikte bir ürünü gönderip göndermediği, sattığı bir ürün karşılığında katılanın 800 TL parayı gönderip göndermediğinin net bir şekilde açıklığa kavuşturulması, gerekirse kolluk marifetiyle B.. Ş..’nun erotik ürünler pazarlama işi ile uğraşıp uğraşmadığının tespiti, sanık A.. L..’e ait görünen ve 00158007286307546 numaralı olan hesabın vakıfbankın hangi şubesine ait olduğu, bu hesaptan ne şekilde ve hangi tarihte paranın çekildiğinin belirlenmesi, dekont karşılığında paranın çekildiğinin tespiti halinde dekont aslının temin edilerek dosyaya eklenmesi, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının arama dökümlerini belirten yazısına göre; katılanı olay günü arayan telefon numarasının ”053……” numaralı hat olduğu ve aynı dosya kapsamında yargılanarak beraat eden temyiz dışı sanık M.. T..’ün üzerine kayıtlı olduğunun belirlendiği, temyiz dışı sanık M.. T..’ün alınan savunmalarında; sanık A.. L..’i tanımadığını beyan ettiği, sanık A.. L.. ile herhangi bir irtibatının bulunmamasına rağmen mahkumiyet hükmünün gerekçesinde ”sanık A.. L..’in M.. T.. üzerine kayıtlı söz konusu hattı kullanmak suretiyle katılan E.. T..’a ait cep telefonuna ve yüzlerce kişiye mesajlar göndererek kendi hesaplarına para göndermelerini sağlamak suretiyle haksız menfaat temin ettiği” şeklinde dosya kapsamına ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerin hangi delillere dayandırıldığı denetime olanak verecek şekilde açıklanıp tartışılması ve belirtilen hususların da açıklığa kavuşturulmasından sonra toplanan delilere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.