Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/11207 E. 2015/24278 K. 27.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11207
KARAR NO : 2015/24278
KARAR TARİHİ : 27.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların, bir internet sitesinden inşaat halindeki dairelerin satımı konusunda ilan verdikleri, internetten ilanı gören katılanların da ilandaki telefonu arayarak önce sanık… ile irtibata geçtikleri, sanık … satım konusunda diğer sanık…’a katılanları yönlendirdiği, dairenin satımı hususunda katılanlar ile sanık … anlaştıkları, daha sonra sanık…’in hissesi olup diğer sanık…’ın hissesi olmamasına rağmen, sanık…’ın babası olan diğer sanığa ait hisse devrini Noterden katılanlara sattığı, ancak daha sonra…’ın hissesi olmaması nedeni ile katılanların hissenin tapusunu alamadıkları, katılanlar, bu kez sanık…’in yanına gittiklerinde, sanık…’in, oğlu olan diğer sanık…’ın istemedikleri bir evlilik nedeni ile aralarının bozuk olduğunu ileri sürerek hisse devrini yapmadığı, bu şekilde sanıkların birlikte hareket ederek suça konu dairenin hisse devrini yapmadıkları, böylece hileli hareketlerle haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,

Sanıklara yüklenen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri taktir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 27/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.