YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11181
KARAR NO : 2015/24339
KARAR TARİHİ : 27.04.2015
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanıkların, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nın raporu uyarınca ”Depresif nöbet, psikotik nöbet, ağır” tanısı ile hasta olduğu belirlenen katılan …’in bu hastalığından faydalanmak suretiyle hataya düşürüp, küçük miktarlarda kendilerine borçlanmasını sağladıktan sonra katılan adına kayıtlı 4 katlı binanın 3/4 hissesini kendi adlarına tapuya kaydettirdiklerinin iddia edildiği olayda;
Katılan Mecbure’de akıl hastalığı olduğunun iddia edilmesi ile … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1606 sayılı kararıyla vasi tayinine karar verilmesi ve bu dosyaya sunulan … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 27.01.2010 tarihli raporu ile … Üniversitesi tarafından düzenlenen 21.04.2010 günlü raporu arasında çelişki bulunması nedeniyle; katılanın algılama yeteneğinin zayıf olup olmadığı ya da akıl hastalığının bulunup bulunmadığı, yine bu durumunun hekim olmayanlarca anlaşılıp anlaşılmadığına dair Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmasından sonra, sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.