YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9952
KARAR NO : 2014/4082
KARAR TARİHİ : 05.03.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/46620
MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2009
NUMARASI : 2008/59 (E) ve 2009/56 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, başkasına ait kimlik bilgisini kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının,kamu meslek kuruluşlarının,siyasî parti,vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanık İ.. Ç..’nin Aksaray G.. E.. oteline 21.07.2007 tarihinde M.. E..’e ait kimlik ibraz edip annesi S.. E..’in emniyet müdür yardımcısı olduğunu söyleyerek otel ücretini peşin olarak ödemeden yerleşip üçüncü gün sonunda parasının kaybolduğunu belirtmesi üzerine şüphelenilerek otel ücretini ödemesi istendiğinde çıkan tartışmalar sonucunda olayın Emniyete intikal ettiği, sanık İ.. Ç..’nin poliste 25.07.2007 tarihinde, Cumhuriyet Başsavcılığında 26.07.2007 tarihinde ve, Aksaray 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 26.07.2007 tarih ve 2007/102 sayılı ifade sorgusu sırasında M.. E..’e ait kimlik bilgilerini verdiği, 27.07.2007 tarihli tutukluluğa itiraz dilekçesinde M.. E..’in ismini kullandığı, yapılan soruşturma neticesinde, gerçek Mert Eşkin olmadığının anlaşıldığı olayda,
Sanığın eylemini Nüfus Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan nüfus cüzdanını kullanarak dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,aynı kanun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı açısından kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.