YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9798
KARAR NO : 2014/3800
KARAR TARİHİ : 03.03.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/37638
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2009
NUMARASI : 2006/902 (E) ve 2009/124 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların, kamu kurumu niteliğinde bulunan Trafik Tescil Büro Amirliğinin maddi varlığı olan araç ruhsatı ve sürücü belgesini sahte olarak düzenledikleri ve bu belgeleri kullanarak müştekinin yetkilisi olduğu nakliye firmasından Kars’a götürmek üzere biraları, teslim aldıkları ve kullandıkları kamyona yüklettikleri, ancak bu malzemeye Kars’a götürmedikleri, İstanbul’da kendi adlarına piyasaya sürerken yakalandıkları, sanıkların bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunması karşısında; sanıkların eyleminin 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların gözetilmesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.