Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/9706 E. 2014/3581 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9706
KARAR NO : 2014/3581
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/70332
MAHKEMESİ : Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2009
NUMARASI : 2008/1521 (E) ve 2009/821 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılanın İ.. B…na ait 110.000 TL bedelli çeki ciro ederek işyerinde çalışan sanığa teslim edip, bedelini tahsil ederek 100.000 TL’sini V..giyim hesabına havale etmesini, kalan kısmını da getirmesini söylediği, sanığın 75.000,00 TL’lik kısımı havale ettiği ancak kalan kısmı uhdesinde tuttuğu anlaşılmakla güveni kötüye kullanma suçunun işlendiğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-Sanığın suçtan kaynaklanan zararı kısmi olarak giderdiğinin anlaşılması karşısında; katılana, 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi uyarınca, kısmi iade nedeniyle sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak sonucuna göre, sanık hakkında aynı kanunun 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.