Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/9503 E. 2014/3516 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9503
KARAR NO : 2014/3516
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/241098
MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/04/2011
NUMARASI : 2010/147 (E) ve 2011/219 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1)Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
D…E.. ve A.. San Tic Ltd Şti’de satış ve pazarlama elemanı olarak 2009 yılı Haziran ayında işe başlayan sanığın, G..Tar Ürn Dış Tic Ltd Şti’ye yaptığı satış karşılığında, çalıştığı firmanın bilgisi dışında, kendisinin banka hesabına 31/08/2009 tarihinde 750 TL, 03/09/2009 tarihinde 250 TL havale yapılmasını sağlayıp bu miktarı uhdesinde tuttuğu ayrıca firmanın iş esnasında kullanması için kendisine teslim ettiği cep telefonunu Aralık ayında işten ayrılmasına rağmen firmaya iade etmediği iddia olunan olayda, sanığın aşamalardaki beyanlarında paranın 750 TL’sini firma yetkililerine iade ettiğini, bakiye miktarın da yetkililerin isteği doğrultusunda kendisinde kaldığını beyan edip üzerinde Doğuş firmasının kaşesi bulunan 650 TL’lik tahsilat makbuzu ibraz etmesi, cep telefonunu iade etmek istediğinde kendisine bu hususta tutanak düzenlenip verilmesini istediğinde isteğine olumsuz cevap verilmesi üzerine telefonu iade edemediğini söyleyip, 14/04/2011 tarihli celsede anılan cep telefonunu hakim huzurunda katılan vekiline teslim etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; sanığın çalıştığı döneme ilişkin firma kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sanığın uhdesinde çalıştığı firmaya ait para bulunup bulunmadığının kesin olarak tespit edilmesinden sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2)Sanığa temel ceza tayin edilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
3)Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.