YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9489
KARAR NO : 2014/3195
KARAR TARİHİ : 20.02.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/237757
MAHKEMESİ : Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2010
NUMARASI : 2008/1298 (E) ve 2010/414 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Nakliyecilik yapan sanıkların, İstanbul’da yük aradıklarını söyleyerek katılan A.. Ç..’a müracaat ettikleri, katılanın daha önce de iş yaptığı diğer katılanlar T.. A.. ve Ş..T..ün Konya’ya sevk edecekleri züccaciye malzemeleri için sanıkları gönderdiği, toplam değeri 120.000,00 TL olan malzemeleri alan sanıkların Konya istikameti yerine tam tersi yönde, Beylikdüzü’nde yakalandıklarında yapılan kontrol sırasında araçlarının üzerinde takılı bulunan… … sayılı plaka ve bu plakaya ait trafik sigorta poliçesi ile ve sevk irsaliyelerinin sahte olduğunun tespit edildiğinin iddia edilmesi karşısında; söz konusu belgelerin Trafik Tescil Müdürlüğü’nün maddi varlıklarından olması karşısında sanıkların eyleminin “kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar hakkında aynı Kanun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların saklı tutulmasına 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.