Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/9418 E. 2014/3183 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9418
KARAR NO : 2014/3183
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/64881
MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/09/2009
NUMARASI : 2007/779 (E) ve 2009/1264 (K)
SUÇ : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, katılanın sorumlusu olduğu A.. K..Bursa Bölge Müdürlüğü’nde dağıtım görevlisi olarak çalıştığı, dağıtım bölgesinde alıcılarına ulaşmayan kargoların tespit edilmesi üzerine yapılan araştırmada dört adet cep telefonu, iki adet dizüstü bilgisayar, bir adet yüzük, bir adet araç plakası ile 250,00 TL paranın alıcılarına teslim edilmediğinin saptandığı, söz konusu alıcıların zararlarının A..K.. Şirketi tarafından karşılandığı, bu nedenle zararın şirket bünyesinde kaldığının iddia edildiği somut olayda;
1- Katılanın dosyaya sunduğu ve gizlice kaydettiğini kabul ettiği tanık O..Ö.. ile arasındaki özel görüşmeye ait CD’nin ve bu kaydın çözümüne ilişkin bilirkişi raporunun hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil olmasına rağmen hükme esas alınması suretiyle CMK’nın 206/2-a maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında TCK’nın 62. maddesi uygulanırken sonuç olarak 1 yıl, 2 ay 17 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken hesap hatası yapılarak 1 yıl, 2 ay 7 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2- Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasısının ertelenmesi nedeni ile hakkında TCK’nın 53. maddenin birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması ve aynı kanunun 53/3. maddesi gereğince kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri haricindeki diğer hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.