Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/9310 E. 2014/3100 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9310
KARAR NO : 2014/3100
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/43915
MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2009
NUMARASI : 2009/259 (E) ve 2009/1614 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık Sibel’in Ankara’da faaliyet gösteren G.. O..ve P.. K..nin sahibi olup diğer sanık A.. G..’a işlerin yürütülmesi ile ilgili olarak vekaletname verdiği, katılanın özürlü çocuğu B..T..O..’a Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin raporu doğrultusunda ortopedik malzeme satın almak için medikal firma araştırması yaptığı, özürlü okulunda öğretmen olan bir arkadaşı aracılığıyla G..M..Firması’nın yetkilisi sanık Sibel’i aradığı, bu malzemenin kargo ile gönderilmesi konusunda anlaştıkları, 28/12/2008 tarihinde kargo aracılığıyla sanıkların bir adet ortopedik bot, iki adet uzun yürüme ortezi (İsveç Kilitli), iki adet dizlik gönderdikleri, katılanın bu malzemeleri ve faturasını Kayseri Sosyal Güvenlik Kurumu Merkez Müdürlüğü’ne götürdüğü, Kayseri SGK Merkez Müdürlüğü’nün 02/01/2009 tarihle 3 sayılı yazısına göre kargo ile gönderilen cihaz ile fatura üzerinde yazılı cihazın farklı olduğu, İsveç kilitli uzun yürüme cihazının katılana teslim edilen cihazlar arasında bulunmadığı, İsveç kilitli uzun yürüme cihazının birim fiyatının 652 TL olup gönderilen cihazın değerinin yaklaşık 1.000 TL civarında olduğunun bildirildiği olayda, sanıkların katılana fiyatı daha düşük malzeme gönderip faturaya bedeli daha fazla olan malzeme yazmak suretiyle katılana verdikleri, katılanın da faturayı sağlık raporu ile Sosyal Güvenlik Kurumuna tahsil etmek için ibraz ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e maddesinde düzenlenen kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tayinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeyerek, görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelemeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.