YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9281
KARAR NO : 2014/3129
KARAR TARİHİ : 19.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/23247
MAHKEMESİ : Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2009
NUMARASI : 2008/804 (E) ve 2009/160 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın Kendisini Molarak tanıtıp asker arkadaşı olduğunu söyleyen bir şahsın bulmuş olduğu altınları satacağını söylemesi ile Kemalpaşa’ya gittiği,burada buluştuğu ve M..G.. adlı şahsın kardeşi olduğunu söyleyen şahıs tarafından numune olarak gösterilen 1 adet altın vasıtası ile aldatılıp 5.000 TL’sinin dolandırıldığı; dolandırıldığını anlayan katılanın suçluları yakalatmak amacı ile önceden irtibat kurmuş olduğu 0 537…. nolu telefon vasıtası ile görüşmüş olduğu sanık ile yeniden altın alacağı sözleri ile buluşma ayarladığı ve Kemalpaşa Emniyet müdürlüğü karşısında buluşmak hususunda randevulaşmaları ile, sanığın buluşma yerine geldiği ve altınları alıp gelmek bahanesi ile ayrıldıktan sonra katılanı arayarak “bu iş burada olmayacak sen daha önce buluşmuş olduğumuz ışıkların olduğu yere gel” diyerek katılanı çağırdığı ve burada katılan ile buluştukları sırada eylemini tamamlayamadan kendilerini takip eden kolluk güçlerince yakalandığının iddia edildiği somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-Sanığın, adli sicil kaydındaki ilamların silinme koşullarının oluşması ve mahkemece belirlenip giderilmesi gereken herhangi bir zararın da bulunmaması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesinin uygulama koşullarının varlığı araştırılıp tartışılmadan, “sanığın sabıkalı geçmişi nazara alınarak bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından” şeklindeki eksik gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve cezanın erlenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.