YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9275
KARAR NO : 2014/3123
KARAR TARİHİ : 19.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/309150
MAHKEMESİ : Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/04/2010
NUMARASI : 2008/367 (E) ve 2010/174 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
S…-N.. Eğitim Merkezi sahibi ve müdürü olan sanığın bir kısım zihinsel özürlü çocuklar adına fotokopi yoluyla sahte özürlü sağlık kurulu raporları oluşturarak ücret almak maksadıyla M.. Araştırma ve Rehabilitasyon Merkezine müracaat ettiği ancak raporların sahte olduğunun anlaşılması üzerine kendisine ödeme yapılmadığının iddia edildiği somut olayda; suça konu sağlık raporlarının fotokopi belge olmaları nedeni ile görevlilerce ilk incelenmesinde kolayca anlaşılabildiği, bu itibarla olayda kullanılan hileli davranışın muhatabını aldatmaya elverişli nitelikte olmadığı, anlaşılmakla dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının ne şekilde oluştuğu denetime olanak verecek şekilde açıklanmadan oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunmayan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre;
1-Hükmolunan 100 gün adli para cezası hesaplanırken, TCK’nın 61/8. maddesi hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu belirlenmesi gerektiği halde, birim gün sayısının tayin edilip günlüğü 20.00 TL hesabıyla adli para cezasına çevrilmesinden sonra indirim maddeleri uygulanarak sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Sanığın, adli sicil kaydındaki ilamın silinme koşullarının oluşması ve mahkemece belirlenip giderilmesi gereken herhangi bir zararın da bulunmaması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesinin uygulama koşullarının varlığı araştırılıp tartışılmadan, “sanığın geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimi nazara alınarak cezası ertelendiğinde gelecekte bir daha suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından” şeklindeki eksik gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.