Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/9270 E. 2013/1403 K. 28.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9270
KARAR NO : 2013/1403
KARAR TARİHİ : 28.01.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Katılan vekilinin 09.03.2010 tarihli dilekçesiyle sanıklar … ile … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan vekilinin yüzüne tefhim olunan hükme yönelik 03.11.2009 tarihli dilekçesiyle sanık … hakkında verilen beraat kararının incelenmesini talep ettiği, 09.03.2010 günlü gerekçeli dilekçesinde ise sanıklar … ve … hakkında hükmolunan mahkumiyet hükmünü de temyiz ettiği dikkate alınarak; bu sanıklara yönelik temyiz isteminin yasal süresinden sonra yapıldığının anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 317.maddesi uyarınca temyiz talebinin REDDİNE,
2-Sanık … hakkında hükmolunan mahkumiyet hükmüne yönelik müdafii tarafından; … hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekili tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanıkların suç tarihinde … AKG yalıtım fabrikasında çalıştıkları, Temyiz dışı sanık …’ın satış şefi, sanık …’ın vinçli kamyon operatörü, sanık …’nın ise forklift operatörü olduğu, sanıkların Aralık-2005 ile Mart-2006 yılları arasında fabrikada malzeme çıkışı yaptıkları halde bunları irsaliyelere yansıtmadıkları veya düzenlenen irsaliyeleri iptal ettikleri, talimatları …’un verdiği, yükleme işini …’nın, taşıma işini ise …’ın yaptığı, bu işlerin genellikle gece vardiyasında yapıldığı bir kısım müşterilere … tarafından direk satış yapıldığı halde müşteriye satılan malzemeyi satılmamış gibi göstererek bedelinin nakden tahsil edildiği, müşterilere satılan malzemenin bedeli peşin olarak alındığı halde bunların çalışan personel adına borç tahakkuk ettirildiği, yine sanık … tarafından şirket adına kesilmiş bulunan bir müşteri çekinin muhasebeye teslimi gerekirken edilmeyerek banka dışında haricen müşteriden tahsil edilip şirkete intikal ettirilmediğinin iddia edildiği olayda;
Sanık …’ın temyiz dışı …’un yapmış olduğu işlerden bilgisinin olmasına rağmen onun talimatlarıyla hareket etmesi, taşıma sırasında irsaliye fişlerini müşterilere teslim etmesi gerekirken, bunları …’a geri getirmesi veya irsaliyesiz taşıma işlemini gerçekleştirmesi, …’ın kendisine para teklifi yaptığı yönündeki kaçamaklı ikrarı yanında, 2005-2006 yılı için değeri yüksek olan 1500 TL.yi herhangi bir neden olmaksızın vermesinin hayatın olağan akışına ters düşmesi, taşıma işlemlerinin yetkililerin olmadığı gece vardiyasında yapılması, yükleri ne zaman ve hangi müşteriye ulaştıracağını bilmesi ve yıllarca taşıma içinde çalışması nedeniyle usulsüzlük yapıldığını bilecek durumda olması hususları gözetilerek, eyleminin temyiz dışı … ile birlikte iştirak halinde güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağına dair mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Sanık …’nın, fabrikadaki görevinin paketlenmiş olan malzemeleri depo sahasına, oradan da kamyonlara yüklemek olduğu, yüklemeleri verilen talimat doğrultusunda yaptığı, bu malzemelerin nereye gittiği veya sevk irsaliyelerinin iptal edildiği konusunda bilgisinin olduğunun tespit edilememesi, … tarafından kendisine verilen çeki …’ye götürüp parasının kendisine verilmesinden sonra çekin arkasına bedeli aldığını yazarak imzaladıktan sonra …’a teslim etmesi sonucunda paranın akibetini bilmemesinin mümkün olması hususları dikkate alınarak, diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak maddi ve kesin delil olmadığından hakkında tesis edilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık … tarafından, 5237 sayılı TCK.nın 43/1.maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün birden fazla ihlal edilmesi karşısında, hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ile sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar hakkındaki hükümlerin ONANMASINA, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.