YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9241
KARAR NO : 2014/3193
KARAR TARİHİ : 20.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/30857
MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/11/2009
NUMARASI : 2007/26 (E) ve 2009/492 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık( Güveni kötüye kullanma)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; A.o.. Kiralama ticari ünvanlı işyerini çalıştıran katılanın, daha önce de iki kez kendisinden araç kiralayan ve sorun çıkarmayan ancak U..Ç.. kimlik bilgilerini ihtiva eden “sahte sürücü belgesini” kullanarak 27.01.2007 tarihinde iki günlüğüne …. plakalı otomobili kiralayan ve on gün geçmesine rağmen iade etmeyen sanığın eyleminin “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğunun iddia olunması karşısında, eyleminin sübutu halinde fiilin “kamu kurum ve kuruluşunun maddi varlıklarından olan sürücü belgesinin olayda kullanılması nedeniyle” 5237 sayılı TCK’nın 158/1—d maddesinde tanımlanan suça ilişkin delillerin takdir ve değerlendirilmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken Asliye Ceza Mahkemesince yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yöneleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca kazanılmış haklar saklı kalmak üzere BOZULMASINA, 20/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.