YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/9231
KARAR NO : 2014/3033
KARAR TARİHİ : 19.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/9656
MAHKEMESİ : Tavşanlı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2009
NUMARASI : 2008/375 (E) ve 2009/431 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanık Şerif’in, TKİ L.. Kulübü’nün 10.09.2004 tarihli yönetim kurulu kararıyla kulüp adına bağış toplama hususunda yetkilendirildiği, diğer sanıklar Cihat ve Taner’in ise bağış toplama işinde kulüp tarafından görevlendirildikleri, sanıkların GLİ garajına kömür almak için giren tır ve kamyonlardan makbuz karşılığı kulüp adına bağış topladıkları, makbuz kesme ve para toplama işini fiilen sanıklar Cihat ve Taner’in yaptığı, sanık Şeref’in ise toplanan paralar ve kesilen makbuzları alıp kulübe teslim ettiği, sanık Cihat’ın tırlara kestiği bağış makbuzlarının üst ve alt nüshalarını farklı şekilde düzenlediği, araç sürücüsünde kalacak olan nüshayı 4 TL üzerinden düzenlemesine rağmen kulübe gönderilecek dip koçandaki alt nüshalarını 3 TL üzerinden düzenlediği, böylelikle araç başına 1 TL’yi mal edindiği, yine sanık Şerif’in ise kulübe teslim etmesi gereken 243 adet kesilmiş makbuzu iade etmediği ve bu makbuzların karşılığı 39.950 TL’yi uhdesine geçirdiği, ayrıca kulübe teslim edilen makbuzlar arasında seri numaraları mükerrer olan makbuzlar ele geçirildiği, sanık Şerif’in başka bir matbaada benzer şekilde makbuzlar bastırdığı, yine bir kısım makbuzlar ile Köylere Hizmet Getirme Birliği’ne ait olan ve kulübe verilen gelir makbuzlarından bir kısmının kaybolduğu, bu mükerrer makbuzlar ile kayıp makbuz bedellerini de sanıkların uhdelerine geçirdikleri, sanıkların bu şekilde fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar Şerif ve Halil müdafiileri ile sanık Taner’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
1- Sanıklar Şerif ile Cihat’ın soruşturma aşamasında, kulüp tarafından tutanakla tespit edilen zarar miktarını ödemelerine rağmen, elde ettikleri haksız menfaat tespit edilebilen miktarın çok daha üzerinde olduğu gerekçesiyle TCK’nın 168. maddesi uygulanmamış ise de, mahkeme tarafından zararın ve sanıkların ödemeleri gereken miktarın tam olarak ne kadar olduğunun tespit edilmemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle bilirkişi marifetiyle suç tarihleri arasında bağış makbuzu kesilen kamyon ve tır sayısının TKİ kurum kayıtlarından tespiti ile elde edilmesi gereken muhtemel gelir miktarı belirlenip, sanıklar tarafından kulübe teslim edilen para miktarı ile karşılaştırılarak zararın tespitinden sonra sonucuna göre TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik bilirkişi raporu ve zararın daha fazla olduğu ihtimaline göre karar verilmesi,
2- Sanık Taner’in aşamalarda değişmeyen savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, diğer sanıkların eylemlerine iştirak etmediğini beyan etmesi, sanık Cihat’ın makbuz nüshalarına farklı rakamlar yazarak aradaki farkı uhdesine geçirdiğini, diğer sanıkların bu durumdan haberleri olmadığını ifade etmesi, sanık Şerif’in ise kulübe teslim etmediği makbuz karşılığı kadar parayı kulübe geri ödemeyi taahhüt edip değişik tarihlerde tespit edilebilen para miktarını ödemiş olması, ayrıca mahkumiyet kararına dayanak teşkil eden 01.05.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre de sanık Taner’in herhangi bir usulsüzlüğüne ve kusuruna rastlanılmadığının belirtilmesi karşısında; sanığın diğer sanıkların eylemlerine ne şekilde iştirak ettiğinin karar yerinde gerekçeleri gösterilerek açıklanmaması,
3- Sanıklara atılı özel belgede sahtecilik suçuyla ilgili olarak suça konu makbuzların hangilerinin sahte olduğu konusunda dosyada mevcut ekspertiz raporunda açıklık bulunmadığından, sahtecilik suçunun ne şekilde oluştuğunun tartışılarak denetime olanak verecek şekilde karar yerinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Elektronik ortamda (UYAP) MERNİS’ten alınan 18/02/2014 tarihli nüfus kayıt örneğine göre sanık H.. K..’ın, hüküm tarihinden sonra 11/02/2014 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar Şerif ve Halil müdafiileri ile sanık Taner’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.