YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8601
KARAR NO : 2014/2558
KARAR TARİHİ : 12.02.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/342781
MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2011
NUMARASI : 2010/730 (E) ve 2011/436 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yokluğunda hüküm kurulan sanığa 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesi uyarınca 05.07.2011 tarihinde tebligat yapılmış ise de, tebligat evrakında sanığın adreste bulunmama nedeninin yazılmamış olması, ayrıca haber verilen en yakın komşusunun imzasının bulunmaması ve komşusunun isminin belirtilmemesi nedeniyle yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21. maddesiyle anılan maddenin uygulanmasına yönelik Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine göre geçersiz olduğu anlaşılmakla, temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
Sanığın Alsancak Devlet Hastanesinin karşısında bulunan caddede korsan otoparkçılık yaptığı, müştekinin aracını cadde üzerine park ettiği, ancak başka bir aracın çıkışını engellemesi nedeniyle anahtarını sanığa teslim ederek 5 TL verdiği, bir süre sonra katılanın aracının yerinde olmadığını gördüğü, sanığı aradığı ancak ulaşamadığı, daha sonra sanığın araç ile seyir halindeyken yakalandığı, ve aracın hasarlı olduğunun iddia edildiği somut olayda; aracın zilyetliğinin sanığa devredilmesi karşısında, eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hırsızlık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup sanık ve o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.