Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8583 E. 2014/2333 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8583
KARAR NO : 2014/2333
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/340031
MAHKEMESİ : Kalecik Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/06/2011
NUMARASI : 2008/33 (E) ve 2011/53 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, şikayetçi A.. B.. ile otobüs içerisinde seyahat ederken tanıştığı, sanığın şikayetçiyi Kırıkkale ilinde faaliyet gösteren R..simli şirkete işe aldıracağı konusunda ikna ettiği, nüfus ile sabıka kaydı, SSK kaydı, diploma ve benzeri evraklar istediği, sanık ile şikayetçinin Kalecik ilçesine geldikleri, sanığın şikayetçiden 400 TL’de para isteyerek bu para ve evrakları Kalecik İlçe merkezinde bulunan Ahmet isimli bir muhasebeciye götürmek üzere şikayetçinin yanından ayrıldığı, tekrar geri döndüğünde şikayetçiye ertesi günü R.. isimli şirkete gidip işe başlayabileceğini söylediği, ancak şikayetçinin kendisi adına böyle bir müracaatın bulunmadığını öğrendiği somut olayda, sanığın 24.12.2010 tarihinde talimatla alınan ifadesinde, kendisinin sara hastası olduğunu beyan ettiğinin ve bu hususa ilişkin Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine ait özürlü raporuna ait suretleri dosyaya ibraz ettiğinin anlaşılması karşısında,
Sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi gereğince, akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı yönünde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulundan ya da Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre,
Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.