YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8464
KARAR NO : 2014/2419
KARAR TARİHİ : 11.02.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/236077
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/05/2011
NUMARASI : 2010/310 (E) ve 2011/116 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, pazarda sebze satan katılanın yanına giderek bir süre sohbet edip emekli olup olmadığını sorduğu, katılanın emekli olduğunu beyan ettiği, bu kez Konut Edindirme Yardımı parası alıp almadığını sorduğu, katılanın KEY parası almadığını ve okuma yazma bilmediğini ifade etmesi üzerine, kendisine yardımcı olabileceğini söyleyerek katılanı Z..B.. şubesine götürdüğü, görevliye kredi kullanıp kullanılamayacağını sorduğu, banka görevlisini kendi bankalarından maaş almaları halinde kredi verebileceklerini bildirmesi üzerine aynı gün katılanın maaş hesabının bu bankaya aktarılmasını sağladığı, bilahare KEY parası almak için kredi çekilmesi gerektiği hususunda kandırdığı katılanın yaşlı olmasından ve okuma yazma bilmemesinden yararlanarak kredi formlarını doldurttuğu, katılan’a 5000 TL kredi aldığına dair sözleşmeye imza attırdığı, parayı kendisinin aldığı ve katılana da daha sonra parayı hesabına aktaracağını söyleyerek banka şubesinden uzaklaştığı, sanığın bu şekildeki hileli söz ve davranışlarla ikna ettiği katılandan haksız menfaat ettiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın sübut bulan eyleminin, TCK’nın 158/1-f maddesinde belirtilen “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması” suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşerek TCK’nın 157/1. maddesi gereğince hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi gereğince sanığın sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.