Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8388 E. 2014/2097 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8388
KARAR NO : 2014/2097
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/17244
MAHKEMESİ : Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2009
NUMARASI : 2008/491 (E) ve 2009/330 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın aldığı 15.000,00 TL borç karşılığında sanığa senet verdiği, borcunun 6.000,00 TL’sini ödediği, kalan 9.000,00 TL’lik kısmını da yanında çalışan tanık M..N..S..ve sanığın babası olan tanık A..T.. ile birlikte gönderdiği, parayı alan sanığın gerçek senet yerine, katılanın imzasını taklit ederek düzenlediği ikinci bir senedi verdiği, ardından suça konu senet aslı ile katılan aleyhine icra takibine başladığının iddia edildiği somut olayda; sanığın bedeli ödenmiş bir senedi kullanarak icra takibi yapması şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 156. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun hukuki vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın, eylemini icra dairesini aracı kılmak suretiyle gerçekleştirmesi karşısında TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşacağı gözetilmeden suçun hukuki vasfında hataya düşülerek TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun temel şekliyle cezalandırılmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.