YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8383
KARAR NO : 2014/2103
KARAR TARİHİ : 06.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/10637
MAHKEMESİ : Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2009
NUMARASI : 2003/352 (E) ve 2004/128 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Hükümlünün Ha..Ö..K..’e ait kredi kartını rızası dışında ele geçirip menfaat temin etmekten ibaret eyleminin 765 sayılı TCK’nın 504/3 ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 245/1. maddelerindeki suçu oluşturduğu gözetilerek her iki yasa maddelerinin karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, uygulamanın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi ile yapılması ve bu şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1- Adli para cezasının, tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması sonucunda belirlenmesi gerektiği gözetilmeden temel gün miktarının 47 gün yerine 20 gün olarak belirlenip sonuç para cezası olarak 940,00 TL yerine, 400,00 TL’ye hükmedilmesi,
2- Ceza Genel kurulunun 07.02.2006 tarih ve 11/12 sayılı kararında belirtildiği gibi; uyarlama yargılaması faaliyeti sonunda verilen ve hüküm niteliğine sahip olan yeni kararın, Ceza Muhakemesi Kanununa göre hüküm fıkrasında bulunması zorunlu unsurları taşıması, bünyesinde noksan husus bırakmaması ve infaz sırasında karışıklığa meydan vermemesi gerekmekte olup, esasen sadece hükmün kesinleşmesinden önceki yargılama giderlerinden sorumlu bulunan ve CMK’nın 325/2. maddesinde öngörülen “hakkaniyet” ölçütünün bir gereği olarak, sınırlı, istisnai ve zorunlu bir yargılama faaliyeti olan mahkûmiyet hükmünde değişiklik yargılaması sırasında yapılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacak olan hükümlüden kesinleşme öncesindeki yargılama giderlerinin tahsil edilebilmesi bakımından, uyarlama yargılamasında verilen yeni kararda bu sorumluluğunun saptanması ve kesinleşen önceki hükümdeki yargılama giderlerinin infazda doğabilecek kuşku ve duraksamaları gidermek üzere uyarlama hükmünde de aynen gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.