Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8372 E. 2014/2089 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8372
KARAR NO : 2014/2089
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/29065
MAHKEMESİ : Erdek Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2009
NUMARASI : 2008/335 (E) ve 2009/836 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuğun hüküm tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olması karşısında yargılamanın kapalı oturumlarda gerçekleştirilmesi gerekirken bazı oturumların açık yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine muhalefet edilmesi telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun, katılanın lokantasında garson olarak çalıştığı, katılanın bankadan kullandığı ev kredisinin taksitini ödemesi için kendisine verdiği 1.500,00 TL para ile Bandırma’ya gitmesine rağmen, taksiti bankaya yatırmadığı, katılanın bu durumu öğrenmesi üzerine suça sürüklenen çocuğu telefon ile aradığı, ancak kendisine ulaşamadığı, birkaç gün sonra suça sürüklenen çocuğun telefon açarak paraları çaldırdığını beyan ettiği somut olayda; tanıkların, katılanın 1.500,00 TL parayı suça sürüklenen çocuğa verdiğini beyan etmeleri, suça sürüklenen çocuğun savunmasında katılandan aldığı parayı bankaya götürürken çalınmış olduğunu söylemesine rağmen olayın akabinde durumu katılana haber vermediği gibi kolluk görevlilerine de başvurmadığı gözetildiğinde kendisine teslim edilen parayı mal edinmek suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5395 sayılı Kanun’un 3/a-2 maddesine göre, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuklar için, “suça sürüklenen çocuk” ibaresi yerine, “sanık” ifadesinin kullanılması,
2-Suç tarihinde 18 yaşından küçük olup, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.