Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8303 E. 2014/2126 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8303
KARAR NO : 2014/2126
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/334729
MAHKEMESİ : Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/04/2010
NUMARASI : 2008/5 (E) ve 2010/261 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; sanığın, yetkilisi olduğu Antalya Mad. Bims. İnş. Ve Yapı Malz. Haf. Geri Dön. Tes. Nak. Tur. Ot. San. Tic. Ltd. Şti adına, katılan şirketten finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığı makinelerin aylık taksitlerini ödememesi üzerine, borçlarını tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde ödemesi, ödemediği takdirde finansal kiralama sözleşmesinin fesholacağı ve sürenin sona ermesinden itibaren 3 gün içerisinde finansal kiralamaya konu malların şirketin adresine teslim edilmesi hususlarında gönderilen ihtarnamenin, usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ayrıca katılan şirket tarafından, kiralamaya konu makine ve malların kendilerine teslimi için İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, mahkemece 18.04.2008 tarihli karar ile kiralamaya konu ekipmanların davalı şirketten alınarak davacıya yediemin sıfatıyla teslimine karar verildiği, Antalya 6. İcra Müdürlüğü’nce bu kararın infazı için 10.05.2008 tarihinde sanığın yetkilisi olduğu şirket merkezine gidildiğinde, şirketin kapalı olduğu, ekipmanların nerede olduğunun bilinmediği, başka adresin de tespit edilemediği, bu nedenle tedbir kararının infaz edilemediği hususlarının haciz tutanağına yazıldığı anlaşılmakla; sanığın, suça konu malları katılan şirkete teslim etmemesi şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükmün gerekçesinde, cezanın alt sınırdan uygulanmasına karar verildiğinin belirtildiği ve hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2-5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesine göre denetim süresi belirlenirken temel ceza tayin edilirken alt sınırdan ceza verilmesine rağmen gerekçe gösterilmeden en üst sınırdan uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.