YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8302
KARAR NO : 2014/1740
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/334665
MAHKEMESİ : Sakarya 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2010
NUMARASI : 2010/206 (E) ve 2010/524 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Galericilik yapan sanık N.. G..`ün, aracını satmak isteyen katılanın internette vermiş olduğu ilan üzerine katılanla irtibata geçtiği, aracı görmek için Tekirdağ’a giderek katılana 1.150,00 TL peşin para ve 26.000,00 TL’lik senet verdiği, katılandan almış olduğu Tekirdağ ….. Noterliği’nin 20 Ağustos 2009 tarih ve…. no’lu vekâletnamesiyle, suç konu aracı 25.08.2009 tarihine kadar dilediğine satma hususunda yetki aldığı, 21.08.2009 tarihinde ise, diğer sanık A.. T..’a satılmış gibi Sakarya …… Noterliği’nde araç satış sözleşmesi düzenlendiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık Nedret’in savunmalarında, suça konu aracı satın aldığını, karşılığında 150,00 TL kaparo ile 1000,00 TL peşin para ve 26.000,00 TL değerinde senet verdiğini, kesinlikle aracılık yapmadığını, galericilik işi yaptığından dolayı aracı ertesi gün almış olduğu vekâletnameye istinaden diğer sanığa 3 ay vadeli olarak sattığını belirterek suçlamaları kabul etmemesi, diğer sanığın da galeride görüp beğendiği aracı vadeli olarak aldığını belirtmesi hususları gözetilerek; sanık Nedret’in suça konu otobüsü doğrudan kendisinin satın aldığına, hiçbir şekilde aracılık yapmadığına dair savunmasının aksinin ispatlanamaması nedeniyle katılan ile arasındaki ilişkinin borcun ifa edilmemesine yönelik hukuki ihtilaf niteliğinde olması, sanık Aytaç’ın da parayı ödemeden aracın devrini aldığına dair delilin bulunmaması nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatı yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık N.. G.. müdafii ile sanık A.. T..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.