Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8226 E. 2014/1767 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8226
KARAR NO : 2014/1767
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/291420
MAHKEMESİ : Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2010
NUMARASI : 2007/759 (E) ve 2010/439 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık Şevket’in daha önce mal aldığından tanıdığı şikayetçi Velid’i aradığı, Tarsus’ta Vahit isimli bir şahıs ile 200 torba şeker alış verişi konusunda görüşmesini istediği ve Vahit isimli kişinin 053…………..numaralı telefonunu verdiği, şikayetçinin Vahit’i aradığı, Vahit isimli kişinin telefonda “şekeri gönder parası hazır” dediği, bunun üzerine şekeri yükleyip iş ortağı olan katılan Zeydan ve tanık Süleyman ile Tarsus’a gönderdiği, şekerin toplam değerinin 15.000,00 TL olduğu, Tarsus girişinde Vahit’in Zeydan’ı R..marka araçla karşıladığı ve birlikte sanık M..
S.. S..’ın Barboros mahallesinde bulunan deposuna gittikleri, şekerin hamallar vasıtasıyla depoya indirildiği, M..S..nın boşaltma yapılırken şahin marka araçla geldiği, kısa bir süre kaldıktan sonra şahin marka aracı bırakıp Vahit’in kullandığı R.. marka araçla ayrıldığı, Vahit’in boşaltma esnasında Zeydan’ı yemeğe götürdüğü, oradan kahvehaneye götürdüğü, sık sık telefon görüşmesi yaptığı ve bu sırada paranın limanda olduğunu alıp geleceğini söyleyerek ayrıldığı ve bir daha geri gelmediği, şüphelenen katılanın depoya gitmesi üzerine şekerlerin oradan taşınmış olduğunu gördüğü, soruşturduğunda sanık M.. S..’ın annesinin şekerleri Şevket ve Bekir’in gelerek hamallarla yükletip götürdüklerini söylediği olayda;
Sanık M..S..nın sanık Ramazan’a ait araçla geldiğini ve kimliği tespit edilemeyen Vahit’in aracı ile değiştirip Ramazan’a götürdüğünü, sanıkların deponun anahtarını kardeşi H..İ..’den aldıklarını, Vahit, Şevket ve Bekir’in şekerleri götürdüklerini öğrendiğini beyan etmesi, sanık Ramazan’ın hiç arabası olmadığını savunması, tanık Süleyman’ın Vahit’in ….. plaka sayılı araç ile geldiğini ve sanık Mehmet S..’nın bu aracı alıp gittiğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için, sanık Mehmet S..nın annesi S.. S.. ve kardeşi H.. İ.. S..a deponun anahtarının kim tarafından alındığı ve şekerlerin kimler tarafından depodan taşındığı hususları sorularak tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, ..palaka aracın kime ait olduğu ve sanık Ramazan’ın üzerine kayıtlı araç bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de,
Sanıklar B.. K.. ve Ş.. Ç.. hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar Bekir ve Şevket müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.