YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8225
KARAR NO : 2014/1769
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/291418
MAHKEMESİ : Bafra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2010
NUMARASI : 2007/27 (E) ve 2010/200 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, şikayetçinin iş yerinde şoför olarak çalıştığı, iş yerine ait …….plakalı aracın şoförlüğünü yaptığı, olay tarihinde araca motorin alarak doldurduğu, sonrasında tanıdığı temyiz kapsamında bulunmayan diğer sanık Erdal’ı telefon açarak kendisinde ucuz mazot olduğunu, satın almak isteyip istemediğini sorduğu, Erdal’ın kabul etmesi üzerine buluştukları ve tırın deposundaki mazotu hortum vasıtasıyla minibüse aktardıkları, şikayetçinin tesadüf üzerine motorin naklini tespit ettiği olayda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Akaryakıt alımı sırasında petrol istasyonundan verilen fişlerin arkasında alınan yakıtın şirketin başka araçlarına
aktarıldığının belirtildiği, ancak ne miktarda aktarma olduğunun fişlerde açıkça yazılmadığı, 28/12/2009 tarihli bilirkişi raporunda da başka araçlara aktarılan miktarın bilinmemesi nedeniyle şirketin net zararının bu miktarın bilinmesi halinde tespit edilebileceğinin belirtilmesi karşısında, sanığın eylemini birden fazla gerçekleştirdiği yönünde delil bulunmadığı gözetilmeden TCK’nın 43/1 maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.