Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8168 E. 2014/1170 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8168
KARAR NO : 2014/1170
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/25221
MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/11/2009
NUMARASI : 2008/709 (E) ve 2009/1143 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
…Kimyasal Maddeler Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin Ankara temsilcisi olarak çalışan ve firma adına sattığı mallar karşılığında bazı müşterilerden aldığı çekler ile kendisine satması amacıyla teslim edilen 2555 kg ağırlığında tutkalı, katılan şirkete iade etmesi gerekirken uhdesinde bulundurarak kişisel kullanımına harcamak suretiyle üzerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmalarına, katılan firmanın iddialarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; katılan firmada satış temsilcisi olan sanığın, satması amacıyla kendisine teslim edilen firmaya ait ürünleri, firma müşterilerine satması neticesinde tahsil ettiği çekleri uhdesinde tutarak kişisel kullanımına harcaması şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir..
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Sanığın, katılan firmaya ait olan malları farklı zamanlarda satarak karşılığında müşterilerden almış olduğu çekleri ve kendisine satması amacıyla teslim edilen bir miktar malı, işten ayrılmasına rağmen katılan şirkete iade etmeyerek, 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal etmek suretiyle, değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.