Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8119 E. 2014/1401 K. 29.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8119
KARAR NO : 2014/1401
KARAR TARİHİ : 29.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/300361
MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2010
NUMARASI : 2010/108 (E) ve 2010/616 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; zabıt katibi olan sanığın, katılandan her biri 3000 TL bedelli 10 adet senedi, tahsilini bir avukat aracılığıyla yapacağını ve tahsil edilen paraları geri vereceğini söyleyerek aldığı, bu senetlerin bir kısmının tahsili için tanık avukat M.. B.. ile anlaştığı ve senetlerden 4 tanesini tahsil etmesi için adı geçen avukata verdiği, avukatın bu senetler için borçlu aleyhine Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2008 (veya 2009)/6571 sayılı dosyada icra takibi başlattığı ve kısmen tahsil ettiği paralardan bakiye 6300 TL’sini sanığa verdiği ancak sanığın bu parayı katılana vermediği gibi, kendinde kalan senetler karşılığında senet borçlusu A.. S..’dan bizzat aldığı 6500 TL’yi de katılana vermeyerek atılı suçu işlediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, öncelikle sanığa yüklenen takibi şikayete bağlı güveni kötüye kullanma suçunda şikayet tarihinin 06.11.2009 olduğu gözetilerek, suçun işlendiği tarih araştırılıp kesin olarak tespit edilmesinden sonra (sanığın tanıklar A.. S.. ve M.. B..’den katılana verilmek üzere aldığı paraları hangi tarihte aldığının bahsi geçen icra dosyası da getirtilip onaylı suretleri usulünce dosyasına konularak) kovuşturmaya esas şikayetin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 73/1.maddesinde öngörülen 6 aylık yasal süresi içinde yapılıp yapılmadığının denetime olanak verecek biçimde açıklığa kavuşturulması ve şikayetin süresinde yapıldığının tespiti halinde gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, öncelikle tanık avukat M. B..’in 25.03.2010 tarihli oturumdaki beyanına rağmen, sanık tarafından temyiz aşamasında dosyaya ibraz edilen 01.04.2010 tarihli dilekçe ekindeki “tarihsiz, tarafları tanık avukat M. B.. ile A.. S..” olan protokol başlıklı belge uyarınca yeniden dinlenip, bilahare tüm tanıklar yeniden celp olunup beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesine çalışılması ve hangi beyana hangi nedenlerle üstünlük tanındığı da gösterildikten sonra toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.