Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8033 E. 2014/1593 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8033
KARAR NO : 2014/1593
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/25499
MAHKEMESİ : Ordu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2009
NUMARASI : 2008/218 (E) ve 2009/101 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddesin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca bir çok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
F… Kozyatağı şubesi nezdinde hesabı bulunan keşidecisi Berpek… Ltd. ticari ünvanlı şirket olarak görünen ve 12.06.2007 tarihi itibariyle şikayetçi Gültekin tarafından çalıntı ihbarı yapılan suça konu 30.07.2007 keşide tarihli (keşide yeri: Kozyatağı) hamiline yazılı 16.850 TL bedelli 0356816 seri no’lu çek yaprağını, katılan Mahmut ile 13.07.2007 tanzimli sözleşme çerçevesinde oto alışverişinde cirosunu atarak kullanan sanığın eyleminin “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
1-Sanığın aşamalardaki değişmez anlatımlarında, İstanbul’da taşeronluk yaparken kendisini Berpek… ünvanlı şirketin sahibi olarak tanıtan açık kimliğini bilmediği Zafer adlı kişiden sattığını söylediği elektrik direklerinin bedeli olarak suça konu çeki hamiline aldığını, kendisinde 15 gün kadar kaldıktan sonra çalıntı olduğunu bilmeden katılanla vukubulan alışverişte kendi cirosunu atarak ve gerçek telefon numarasını yazarak kullandığını, çekin ön yüzündeki yazı, rakam ve keşideci imzasının o firma yetkilisine ait olduğunu savunması ve alışverişte imzasını inkâr etmediği ve yazılı sözleşmenin tanzimini sağladığını söylemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; sanıktan anılan şirkete elektrik direği satışını gösterir geçerli bir belgesinin olup olmadığının sorulması, .. İnş… Ltd. Ticari ünvanlı şirketin ana sözleşmesinin temini ile ortak ve yetkililerini gösterir belgenin ilgili Ticaret Sicili Memurluğundan istemesi, şikayetci Gültekin’den firmada yetkili Zafer adlı bir kişinin çalışıp çalışmadığının, çalındığı ileri sürülen çek karnesinde bulunan diğer çek yapraklarının da benzer şekilde tedavüle konulup konulmadığının, konulmuş ise bunlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılıp yapılmadığının sorulup öğrenilmesi, Göztepe Polis Merkezi Amirliği’nin 2007/Ad. 2429 suç no’lu soruşturma evrakının akıbetinin araştırılması, suça konu çekteki yazı, rakam ve keşideci imzasının ünvanı belirtilen şirket yetkililerine veya sanığa ait olup olmadığının uzman bilirkişiden alınacak raporla açıklığa kavuşturulması toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun ve suç vasfının takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)Nitelikli dolandırıcılık suçunda, elde edilen haksız menfaat miktarı belli olmakla, adli para cezasının belirlenmesine esas alınacak temel gün birim sayısının, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde tayin edilerek bu sayı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı TCK’nın 52. maddesi uyarınca 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekirken yazılı biçimde uygulama yapılması,
b)Mülki idare sınırlarını gösterir şekilde (köy, ilçe, il) keşide yerinin yazılması halinde çekin resmi belge niteliği taşıyabileceği somut olayda olduğu gibi keşide yeri olarak mahalle-semt isimlerinin yazılması halinde işe “resmi belge” niteliğini kazanmayacağı nazara alınmaksızın; ilçe vasfında olmayan “Kozyatağı” semt isminin keşide yeri olarak yazılması nedeniyle, suça konu çekin “özel belge” kabul edilmesi yerine yazılı şekilde “resmi belgede sahtecilik” suçundan karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.