Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/8024 E. 2014/1548 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8024
KARAR NO : 2014/1548
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/22165
MAHKEMESİ : Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2009
NUMARASI : 2008/269 (E) ve 2009/223 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılana kendisini Dr. M. S.. olarak tanıtıp samimiyet kuran, telefon numarasını veren sanığın, ilerleyen zaman içinde aslında gerçeği yansıtmayan ve fakat doktor olduğu imajını güçlendirecek muhtelif söz davranışlarla güven telkin ettikten sonra şikayetçinin konservatuar öğrencisi olan kızının ihtiyacı olduğu bildirilen müzik aletini yurt dışından çok uygun fiyata getirtebileceğini söylemesi, bilahare müzik aletinin alındığını ve faturasının kesildiğini belirterek sahte düzenlediği 01.11.2007 tarihli fatura ile sözde taşıma ve sigorta ücretini ihtiva ettiğini söylediği 1.563 TL’lik belgeyi verip 11.11.2007 tarihindeki teslimat için öncelikle bu bedelin ödenmesi gerektiğinden bahisle şikayetçiden 1.600 TL parayı alması, bir süre sonra ihtiyaçlarına biaen katılana ait cep telefonunu ve video
kamerasını alıp iade etmemesi, 05.11.2007 ve 10.11.2007 tarihlerinde Türkel oto kiralama ünvanlı firmadan iki ayrı lüks otoyu çeşitli gerekçeler ileri sürüp katılana kiralatması, dosyada bulunan 05.11.2007 tarihli iki ayrı kredi kartı slibi ile bedeli şikayetçiye ödetmesi böylece haksız yararlar sağlaması eylemlerinin “zincirleme dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
1- Yargıtay C.G.K’nın 21.05.2002 tarih ve 95/252 sayılı kararı ile benzer diğer kararlarında açıklandığı üzere; mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır. Gerekçe, hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Gerekçe, dosyadaki bilgi-belgelerin yerinde gösterildiğini gösterir biçimde geçerli, yeterli ve yasal olmalıdır. Bir hüküm CMK’nın 230. maddesinde de gösterildiği şekliyle sorun, gerekçe ve sonuç kısımlarından oluşmalı, gerekçede suçun yasal unsurları başta olmak üzere sabit ve muhakkak sayılan olaylar ve eğer kanıt başka olaylardan çıkarılmış ise bunlar gösterilmeli, cezanın kaldırılmasını, arttırılmasını, indirilmesini gerektiren hususlar açıklanmalı hangi kanıtlara neden itibar edildiği, hangilerinin geçersiz sayıldığ, “denetime olanak verecek şekilde” vurgulanmalıdır.
Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde; CMK’nın 230/1. fıkrasının a ila d bentlerinde belirtilen hususlar denetime olanak verecek şekilde gösterilmeden karar verilmesi,
2- Kabule göre;
a)Ek savunma verilmeden sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin tatbiki suretiyle CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
b)Kasten işlemiş olduğu kabul edilen suçtan dolayı hapis cezası verilen sanık hakkında TCK’nın 53/1, 2 3. madde hükümlerinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.